Başkanın Mesajı

Değerli dostlarım, kıymetli büyüklerim;
Sizin gibi gani gönüllü, sizin gibi şahsiyet timsali, sizin gibi yüksek ahlaklı bir topluluğun başkanlığı görevini yürütmek, şahsım ve ailem adına ifade etmeliyim ki; büyük bir Onur’dur. Bu göreve beni layık gören başta Mütevelli Heyet Üyelerimize ve Vakfımızın gönül dostlarına teşekkürü borç biliyorum.

Değerli dostlarım, kıymetli büyüklerim;
Balkan Göçmenleri olarak bizler, sadece Osmanlı İmparatorluğu’nun değil, büyük Türkiye Cumhuriyeti’nin de kurucu ve asil unsurlarından birisiyiz. Gelibolu’da, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşında, cephede savaşan ve canlarını seve seve feda eden ‘‘O’’ cesur ve vatan sevdalısı yiğitlerin gurur duyan nesilleriyiz. Bizler biliyoruz, bu büyük ülkede yaşayan herkes için Balkan’lar ile Gönül Coğrafyası kelimeleri aslında birbirini çok anlamlı bir şekilde tamamlamaktadır.

Balkanlar, Türkiye Cumhuriyeti açısından stratejik bir öneme sahiptir ve tarih boyunca böyle olmuştur. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti devletinin tüm kademelerinin yaptığı çalışmalar ortaya koymaktadır ki, Balkanlar’da istikrarın sağlanması ve krizlerin önlenmesi bizim için önemlidir. Bu durum bölgenin güvenliği üzerinde doğrudan etkisi olan bir faktördür. İstikrarsızlık ve çatışma durumları hem ülkemiz açısından hem de bölgede yaşayan tüm kardeş halkların güvenliğini tehdit edebilir.

Türkiye sadece Türkiye’den ibaret değildir. Türkiye’nin, çizili olan haritasından ibaret olduğunu düşünenler ciddi anlamda yanılgı içindedirler. Güçlü bir Türkiye bölgede sağlanacak huzurun ve güvenin teminatı olacaktır.

Balkanlar aslında çok geniş bir coğrafya, birçok farklı kültürü içinde barındıran güçlü bir mozaik. Bunun bir parçasının eksik olması aslında tam olanı bozacaktır. Osmanlı’nın bu coğrafyada bulunduğu süre zarfında bölgeyi imar ettiği, dil, kültür, ticaret ve eğitim konusunda yatırımlar yaptığı, beşeri hayatın gelişmesini teşvik ettiğini bıraktığı eserlerinden görmek mümkündür.

Ancak tarih boyunca, Balkanlar sahip olduğu tabiat kaynakları, insan kaynakları ve tarihi zenginliği ile gerek iç gerekse dış güçlerin mücadele alanı olmuştur. Zaman zaman sıkıntılı günler geçirmiş ve birbirlerini soykırım derecesinde kırdıkları günler olmuştur.

Günümüze geldiğimizde, TİKA’mızla, Vakıflar Genel Müdürlüğümüzle ecdat yadigârı eserler onarılıyor, YTB ile eğitim ve kültür alanında işbirliği yapılıyor, Yunus Emre Enstitümüz ile ortak değerlerimize sahip çıkmaya çalışılıyor, işadamlarımızla ticari bağlarımız güçlendiriliyor.

Sonuç olarak, Balkan Devletleri ile iyi ilişkiler kurmalı, yoğun ticaret, bilim, kültür faaliyetleri geliştirilmelidir. Alışılmış davranışların yerine dostluğun ve kardeşliğin yeşermesi ve Balkan Coğrafyasında yaşayan tüm halkların huzur içerisinde yaşamaları için gayret sarf edilmelidir.

Bu duygu ve düşünceler içerisinde, yola çıktığımız gün söylediğimiz gibi, ‘‘çok çalışacağız, sözümüz söz ’’ diyerek sizlere sevgi, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.

Hıfzı Kuruşa
Balkan Vakfı
Yön.Kur.Başkanı